Bristol Üniversitesi Biyoenerji Merkezi’ndeki araştırmacıların 3 yıl önce üzerinde çalışmaya başladıkları bir projeyle artık idrarın geri dönüştürülmesiyle elektrik üretilebiliyor.
Bristol Biyoenerji Merkezi müdür yardımcısı Dr. Jonathan Winfield liderliğindeki ekip, idrarı elektriğe dönüştürme gücüne sahip bir prototip tuvalet yarattı.
Testler, idrarın geri dönüştürülmesiyle elektriğin elde edilebileceğini göstermiştir.
Bu elektriği kullanarak cep telefonlarını şarj ederken bile ışıkları açmak mümkün.
Araştırmacıların 3 yıl önce üzerinde çalışmaya başladığı proje, Afrika’daki bazı mülteci kamplarında uygulanacak.
Bu arada bilim insanları, idrarın yeni olması durumunda enerji potansiyelinin daha fazla olduğunu söylüyor.
İdrarın sadece atık bir sıvı olmadığını belirten Dr. Winfield, geliştirdikleri sistemin nasıl çalıştığını şöyle anlattı:
“Burada biraz idrar ve pisuar var. Bu idrarı pisuvara boşaltacağız. Bu sadece atık bir sıvı değil, aynı zamanda kutunun içindeki mikrobiyal hücreler için de yakıttır. Mikrobiyal yakıt hücreleri, idrarı kendileri için kullanacak ve elektrik veya enerji elde etmemizi sağlayacak elektronlar üretecek bakterileri içerir. Cep telefonunu şarj etmek için bir mekanizmada topluyoruz. “Burada bir cep telefonu var, bakalım bakteri gücüyle çalışıyor mu?”
Araştırmacılar ilk kez idrarın bir akıllı telefonu şarj etmek için kullanılabileceğini, duş alanında yaklaşık üç saatlik telefon görüşmesine yetecek kadar şarj olabileceğini gösterdi.
Bakteriler idrardaki kimyasalları parçaladıktan sonra enerjiyi elektriğe dönüştürülebilecek elektronlara dönüştürürler.
Bir akıllı telefonu 6 saat şarj etmek için 600 mililitre idrar yeterlidir.
Mikrobiyal yakıt hücresi aslında doğal olarak oluşan bakteri etkileşimlerini taklit ederek elektrik akımını yönlendiren bir sistemdir.
Araştırma görevlisi Dr. Tosin Obata, idrar gerginliği düzeyini test eden deney için idrarı açık bir pisuvara döktü.
Daha sonra idrarın birkaç adımda geçtiği aşamaları gösterdi:
“Bu, altı mikrobiyal yakıt hücresinin çoklu bir kademesidir. İlkinden başlayıp sonuna kadar devam ediyoruz. Mikrobiyal yakıt hücrelerinin ürettiği enerji bilgisayara aktarılıyor. Üretilen voltaj miktarını ve hücreleri tek tek monitörde görebilirsiniz.
Bu arada dünyanın en büyük açık hava festivallerinden biri olan Glastonbury, bu teknolojiyi test etmek için ideal yerdi.
2016 yılında Bristol Biyoenerji Merkezi ekibi festival alanına açık hava tuvaletleri inşa etti.
Festivali 5 günde 175 bin kişi ziyaret etti.
Bu idrar toplamak için bir fırsattı.
Bristol Biyoenerji Merkezi direktörü Ioannis Ieropoulos, proje tamamlandığında mülteci kampları veya altyapısı olmayan az gelişmiş bölgelerin bundan faydalanacağını söyledi:
“Cep telefonuna ulaşabilen teknolojiyi test ettik. Bu, bunun nasıl işe yarayabileceğinin çok açık bir örneğiydi. Mikrobiyal yakıt hücrelerini pisuarlara entegre ederek idrarı da depolayabiliriz. Başka bir deyişle doğrudan mikrobiyal yakıt hücrelerinden gelen bir pisuardır. “Bu, mülteci kamplarında, gecekondu mahallelerinde veya altyapısı olmayan yerlerde uygulanabilecek özerk ve kendi kendini idame ettirebilen bir projedir.”
Bill ve Melinda Gates Vakfı ile Oxfam’ın desteklediği proje, enerji üretmek amacıyla Afrika’daki bazı mülteci kamplarına kurulacak.