Kaçırılan ve yerinden edilen yaklaşık 20 bin çocuktan sadece 400’ü evine geri döndü
Rusya’nın işgalinden önce Ukrayna’da yaşayan 17 yaşındaki Valeriia 10. sınıf öğrencisi olarak sıradan bir hayat sürüyor, sınavlara hazırlanıyor, dans ve jimnastik gibi etkinliklere katılıyordu.
Valleriia, anne ve babasının ölümünün ardından 13 yaşından bu yana bir akrabasıyla yaşıyordu.
Rusya’nın işgaliyle her şey değişti
Parlak bir gelecek hayal eden Valleriia, haberlerde işgali duyduğunda bu ona gerçeküstü geldi.
Rus birlikleri çok geçmeden Ukrayna’nın güneyindeki Nova Kakhovka şehrini, aynı zamanda ülkenin diğer bölgelerini işgal etti.
Bombardımanın özellikle yoğun olduğu bir dönemde, Ukrayna’dan gelen erzakların tükenmesi üzerine yiyeceksiz yaşamak zorunda kalmış, ancak işgal altındaki Kırım’dan erzak kamyonları gelmeye başladıktan sonra durum bir ölçüde istikrara kavuşmuştu.
O dönemde, Herson bölgesinde bulunan şehre Rus askeri yavaş yavaş gelmeye başladı. Sessiz bir dönemdi ve kısmen büyük patlamalar yaşanmıyordu.
Ekim 2022’de Rus askerleri Nova Kakhovka’da yaşayan çocukların daha önce işgal edilen Kırım’a “tahliye” edildiğini duyurdu.
Valeriia, diğer çocuklarla birlikte, silahlı askerlerle çevrili ana meydanda toplanmak zorunda kaldı. Otobüsler onları Kırım sınırına götürdü. Sınıra vardıklarında çocukların pasaportlarına ve belgelerine el konuldu.
“Rusya size her şeyi verecek”
Ukraynalı Valeriia diğer çocuklarla birlikte, ‘Luchystiy’ adlı bir Kırım kampına vardıktan sonra, doktorlar tarafından muayene edilerek bulaşıcı hastalıklara karşı aşılandılar.
Kampın adeta bir huzurevini andırdığını düşünen Valeriia, burasının kendi yaş grubu gençler için hiç bir şekilde elverişli olmadığını hatırlıyor.
Bu tesis, çocukları sürekli koruyan silahlı polislerle çevriliydi ve düzenli günlük rutin, Rus Ulusal Marşını söylemeyi de içeriyordu ki o bunu reddetti.
Yetkililer Rus üniversitelerini ve yaşam tarzlarını tanıtıyor ve onlara “Rusya size her şeyi verecek” vaadinde bulunuyordu.
Valeriia için yaşadığı baskıcı ortam özgürlüğü ve geleceğiyle ilgili endişelere yol açıyordu.
Ancak günlük programın öngörülemez olması gençlerin plan yapmasını zorlaştırıyordu.
Ukraynalı genç kıza göre bu kamplar, çocukların çoğunun Rusya’ya gitmesini sağlama amacına hizmet ediyordu.
Bu nedenle derslerin sadece propaganda olarak tanımlanabileceğini söyleyen genç kız, okulda Ukrayna dilini geliştirmenin bir seçenek olmadığını hemen anladı.
Bu kamplardaki ‘Üniversite Vardiyası’ adlı program, Rusya Eğitim Bakanlığı ile Bilim Bakanlığı’nın desteğiyle yürütülüyor.
Burada işgal edilen Ukrayna topraklarından gelen 12-17 yaş arası çocukların Rus kültürü ve tarihi konusunda (yeniden) eğitilmesi amaçlanıyor.
“Ukraynalı çocukların zorla sınır dışı edilmesi soykırım politikasının bir parçası”
Nobel Barış Ödülü sahibi, insan hakları avukatı ve “Sivil Özgürlükler Merkezi” yöneticisi Oleksandra Matviichuk’a göre bu kamplar ve Ukraynalı çocukları Ruslaştırma amacı sadece bir savaş suçu değil, daha geniş bir resmin parçası.
Matviichuk, “Bu savaşın soykırımcı bir karakteri var. Putin açıkça Ukraynalıların var olmadığını, Ruslarla aynı olduğumuzu söyledi. Bu sözlerin 2014’ten bu yana sahada korkunç bir pratiğe dönüştüğünü görüyoruz.” diyerek tepkisini dile getirdi
Matviichuk da Valeriia gibi Ukrayna dili ve tarihinin kasıtlı olarak yasaklandığına dikkat çekerek, “On yıldır Rusların belediye başkanları, gazeteciler, sivil toplum aktörleri, rahipler ve sanatçılar gibi yerel aktörleri nasıl kasıtlı olarak yok ettiğini belgeliyoruz.” ifadesini kullandı
Matviichuk, bu bağlamda, Ukraynalı çocukların zorla sınır dışı edilmesinin soykırım politikasının bir parçası olduğunu, çünkü bazılarının yeniden eğitim kamplarına gönderildiğini ve burada kendilerine Rus olduklarının ve Rusya’nın anavatanları olduğunun söylendiğini belirterek, “Daha sonra, bu çocukların bazıları Rus olarak yetiştirilmek üzere Rus ailelere zorla evlatlık veriliyor.” dedi.
Bir avukat olarak, özellikle mevcut standartlara göre bu suçu kanıtlamanın ne kadar zor olduğunu bilen Matviichuk, “Avukat olmasanız bile, bir ulusal grubu kısmen ya da tamamen yok etmek istiyorsanız, onları öldürmek ya da kimliklerini zorla değiştirmek gibi çeşitli stratejileriniz olduğunu anlamak kolay.” diyerek tepkisini dile getirdi.
Matviichuk, Ukraynalı çocukların zorla kaçırılmasının, Rus devletinin Ukrayna’ya yönelik geniş soykırım politikasının bir parçası olduğu görüşünü dile getirdi.
Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesi soykırımı ulusal, etnik, ırksal ya da dini bir grubun tamamen ya da kısmen yok edilmesine yönelik kasıtlı bir eylem olarak tanımlamakta.
Ancak sözleşme, siyasi grupları ve ‘kültürel soykırım’ olarak adlandırılan eylemleri kapsam dışı bırakıyor.
Valeriia tıp eğitimi alma hayalinin peşinden gitmeye karar verdi
Kampta kalitesiz yiyecekler sık sık mide sorunlarına yol açarken, tıbbi bakıma erişim sınırlı oluyordu.
Valeriia, çok küçük çocukların yetersiz bakım ve zorlu koşullar nedeniyle büyük acılar çektiğini hatırlıyor.
Ebeveynleri ya da vasileri olmadığı için çocuklar kampta denetimsiz bir şekilde dolaşırken, soğuk havaya uygun kıyafetler olmadan yaşama zorunda kalıyordu.
Bu nedenle birçoğu bronşit hastalığına yakalanırken, su çiçeği ve bit gibi salgınlar yaygın bir şekilde yaşamın parçası haline geliyordu.
Çocukların telefonlarını kullanmalarına izin verilse de telefonlar neredeyse hiç çekmiyordu. Buna rağmen Valeriia ailesinden biriyle irtibat kurmayı başarmış ve kendisini almalarını istemiş.
İşgal altındaki topraklarda yaşayan Ukraynalılar Rus yetkililer tarafından “Yeni Ruslar” olarak kabul ediliyor
Kırım Sivil Eğitim Merkezi’ne göre bu tür kamplarda, ebeveynlerin siyasi duruşu gerekçe gösterilerek çocukların geri dönüşünü kısıtlanıyor.
Zorla yer değiştirme ve psikolojik baskı vakaları rapor edilirken, aile üyeleri özellikle Ukrayna yanlısı olduklarında çocuklarıyla yeniden bir araya gelme konusunda engellerle karşılaşıyorlar.
Bu çocuklar ebeveynlerinin kendilerini ziyaret etmesini istediklerini ifade ettiklerinde, aile üyeleri Rusya kontrolündeki bölgelere taşınmaya teşvik ediliyor.
Bu nedenle, aile üyeleri işgal altındaki topraklarda yaşadıkları için kampta iki ay kaldıktan sonra Valeriia’yı geri alabildi ve birlikte Ukrayna’nın güneyinde işgal altındaki Henichesk’e gittiler.
Valeriia Ukrayna’ya tek başına seyahat ediyor
Kamptaki bu korkunç tıbbi durumu tecrübe eden Valeriia, çocukluk hayali olan doktorluğun peşinden gitmeye karar verdi.
İşgal altındaki bir bölgeden gelen bir yetim olarak, üniversite kabullerinde mevcut koşullarından yararlandı.
Hem Rus hem de Ukrayna pasaportuna sahipti. Geçici işgal altındaki Henichesk’te kalırken, Odesa’da bir üniversite seçti ve Rus kontrolündeki ve işgal altındaki topraklarda kalmak istemediği için internet üzerinden başvurusunu yaptı.
Valeriia işgal altındaki Henichesk’ten tek başına bir otobüse binerek yolculuğuna başladı.
Yıkılan Melitopol ve Mariupol gibi işgal altındaki çeşitli Ukrayna şehirlerinden geçtikten sonra Rusya’daki Rostov’a geçti.
Rus pasaportuyla sınırı geçmek sorunsuzdu. Geçici olarak işgal edilen bölgelerde, Rus pasaportuna sahip olmak mülk sahipliğini kanıtlamak ve sağlık ve emeklilik yardımlarına erişimi sürdürmek için gerekli.
İşgal altındaki topraklarda yeni bir Rus yasasının zorunlu kıldığı yeni pasaportun 1 Temmuz’a kadar alınmaması, ‘yabancı vatandaş’ olarak hapsedilmeye yol açabilir, gözaltı kaybı, hapis veya daha kötü riskler doğurabiliyor.
Son sınır geçişi
Belgorod ve Sumy bölgesi üzerinden devam eden yolculuğu, etkin sınır geçişleri sayesinde bir günde tamamlayabildi.
Yayalar için hala açık olan ancak Rus muhafızlar tarafından sıkı bir kontrolden gerektiren Sumy’deki son sınırda Valeriia Ukrayna pasaportunu sakladı ve sınırı geçmek için Rus pasaportunu kullandı.
Bir otobüsten gruplar halinde kontroller yapıldı, pasaportlar toplandı ve Valeriia yanında refakatçisi olmadan reşit olmadan tek başına seyahat ettiği için sorgulandı.
Potansiyel risklerin farkında olan Valeriia, yolculuğunu stratejik bir şekilde açıklayarak Ukrayna’da kalma niyeti olmadan geçtiğini vurguladı.
Valeriia güvenlik görevlilerine tek amacının teyzesini Avrupa’dan almak ve Rusya’ya geri getirmek için Ukrayna’dan geçmek olduğunu söyledi.
Görevlilere duymak istediklerini söylemenin ne kadar önemli olduğunu söyleyen genç kız, sınırdaki kontrollerde, belgelerini ve fotoğrafları, e-postaları ile telefonunun incelendiğini aktardı.
Valeriia’nın önceki soğukkanlılığına rağmen, sınır kapısındaki durum çok bunaltıcıydı.
Ukrayna pasaportunu sakladığı için yalan makinesi testine tabi tutulmadı ve reşit olmadığı için yasal olarak hiçbir belgeyi imzalayamadı. Makineli tüfekli askerler kendi aralarında tartışırken, bir muhafız geçmesine izin vermeyi teklif etti.
Rus kontrol noktasından Ukrayna topraklarına ulaşmak için tarlalardan yürümesi gerekti ve Ukraynaca duyduğunda duygularının üstesinden gelerek ses çıkarmayı başardı.
Plan değişikliği mi?
İlk planı Odesa’ya gidip tıp okumaktı ama işler pek de planlandığı gibi gitmedi. Sumy’ye vardığında, o sırada Odessa’da sürekli bombardıman olduğu için Kiev’e geçme seçeneği sunuldu.
Sumy’de yaklaşık yarım hafta kaldı ve bu süre zarfında, yeniden eğitim kampından ve işgalden sağ çıktığından emin olmak için kapsamlı tıbbi taramalardan ve testlerden geçti.
Genç kız, “Kaldığım süre boyunca çocuk polisi ve Kiev’den gelen temsilciler tarafından yakından izlendim. Daha sonra çocuk polisi eşliğinde Kiev’e gittim ve hemen ombudsmanlık ofisini ziyaret ettim.” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Şu anda Kiev’de yaşan genç kız, Kiev Tıp Fakültesine kaydolmadan önce bir yurtta kalıyor.
Normallik duygusunu korumak için çeşitli faaliyetlerde bulunuyor ve sık sık terapi seanslarına katılıyor.”.
Valleriia, Olha ile bir psikoterapistle yaptığı görüşmeler sırasında tanışmış ve aralarında güçlü bir bağ oluşmuş.
Valleriia, “Onun varlığında gençliğimi kucaklayabiliyor ve yetişkinliğin sorumluluklarını bir anlığına unutabiliyorum. Aldığım psikolojik destek için minnettarım,” diyerek duygularını özetliyor.
Valeriia. Yaşadıklarıyla başa çıkmasına yardımcı olan Voices of Children tarafından sağlanan ücretsiz terapi danışmanlığı alıyor.
Çocuklar işgal altında yaşadıktan sonra ne gibi psikolojik etkiler yaşıyorlar?
Voices of Children yardım vakfında psikolog olan Yulya Tukalenko, Ukrayna’ya döndüklerinde çocukların ruhsal durumlarının işgal sırasında yaşadıklarından derinden etkilendiğini belirterek, “Kaldıkları süre, yaşam koşulları, yaşları ve katlandıkları zorluklar gibi faktörler önemli rol oynuyor” diye görüşlerini özetledi.
Özellikle sınırlı sosyal etkileşim ve kısıtlı hareket açısından yoksunluk, çocukların karşılaştığı ortak bir zorluk. Ukraynaca konuşmanın ya da destek göstermenin zararla sonuçlanabileceği tehlikeli koşullara uzun süre maruz kalmak, başkalarına karşı güvensizliği besliyor.
Tukalenko’ya göre, bu tür deneyimlerin ardından genellikle davranışsal, duygusal ve fiziksel alanlarda çeşitli semptomlar ortaya çıkmakta.
Bun
lar arasında duygusal patlamalar, üzüntü, kendine zarar verme, uyku bozuklukları ve sindirim sorunları yer almakta. Tedavi edilmediği takdirde bu semptomlar depresyon, anksiyete bozuklukları ve sosyal işlevsellikte bozulma gibi daha ciddi durumlara dönüşebiliyor. Bu nedenle, eğitimli profesyoneller tarafından zamanında müdahale edilmesi, işgalin çocukların ruh sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkilerini ele almak ve azaltmak için çok önemli.
Kaçırılan ve yerinden edilen yaklaşık 20 bin çocuktan sadece 400’ü evine geri döndü
Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’yı tamamen işgal etmesinden bu yana, hem Ukraynalı hem de uluslararası kuruluşlar çocuklara yönelik ağır insan hakları ihlallerini belgeledi.
Raporlar, Rus güçleri tarafından zorla sınır dışı edilen veya yerlerinden edilen, yeniden eğitime tabi tutulan ve zorla evlat edinilen çocukları detaylandırmakta.
Savaşın Çocukları girişimi, 19,500’den fazla çocuğun sınır dışı edildiğini ya da yerlerinden edildiğini ve 400’den azının geri döndüğünü bildirmekte.
Bunun üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesi, Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında çocukların sınır dışı edilmesi suçundan tutuklama emri çıkardı.
Savaştan etkilenen ailelere ve çocuklara yardım eden bir hayır kuruluşu olan Save Ukraine’den Mykola Kuleba, “2014’ten ve 24 Şubat 2022’deki işgalden sonra çocuk nüfusumuzun yüzde 15 ila yüzde 20’sini kaybettik.” dedi.
Bu çocuklar, Rus bombardımanında ebeveynlerini kaybedenlerin yanı sıra, yetim Valeriia gibi kurumlarda kalan ya da koruyucu aile bakımı altında olanları da kapsıyor.
Rusya bu çocukların ebeveyn bakımından yoksun olduğunu iddia ediyor.
AP tarafından yapılan bir araştırma, Rus yetkililerin Ukraynalı çocukları rızaları olmadan sınır dışı ettiklerini, onları ailelerinin artık istemediğine ikna ettiklerini, propaganda için kullandıklarını ve vatandaşlık veren Rus ailelerin yanına yerleştirdiklerini ortaya koyuyor.
Eğer çocukların anadili zaten Rusça ise bu süreç daha da kolaylaşıyor.
Ukraynalı çocukların Rus vatandaşlığına geçmesi meselesini çözmek için, velilere ve eğitim ve tıp kurumları da dahil olmak üzere çocuklara yönelik kurumların yöneticilerine çocuk adına ilgili bir başvuruda bulunma hakkı tanındı.
Kuleba, “Elbette çocuğun görüşü dikkate alınmamakta. Bu nedenle, Ukraynalı bir çocuğu bir eğitim kurumuna kaydettirmek veya tedaviye almak yeterli ve müdür veya başhekim, basitleştirilmiş bir prosedür kapsamında çocuğun Rus vatandaşlığına geçmesi için başvuruda bulunma hakkına sahiptir.” dedi.
“Bir Ukrayna şehrinde olmak bana bir ödül gibi geliyor ve bunun için çok minnettarım”
Kiev’de yaşamak hâlâ sık sık hava saldırısı alarmı altında yaşamak anlamına geliyor.
Valeriia, “Kimse işgal altındaki Ukraynalılara hava saldırısı uyarı sinyalini açma zahmetine girmedi. Ancak Kiev’de hala belirsizlik anları var. Risklere rağmen o anlarda hayatınızı yaşamaya devam etmek zorundasınız.” dedi.
17 yaşındaki genç kız için son birkaç yılda çok şey değişmiş. Kampta Rusya’yı seçen çocuklardan hiçbiriyle, hatta eski kız arkadaşları ve sınıf arkadaşlarıyla bile görüşmemiş.
Valeriia,”Benim için bir Ukrayna şehrinde olmak bir ödül gibi geliyor ve bunun için çok minnettarım.” diyerek sözlerini tamamlıyor.